Ankara… Bugün Türkiye Cumhuriyeti’nin başkenti olan bu şehir, yalnızca modern devletin merkezi değil, aynı zamanda binlerce yıl boyunca birçok medeniyete ev sahipliği yapmış kadim bir yerleşimdir. İlk bakışta soğuk ve resmi bir şehir gibi algılansa da taşlarının, sokaklarının ve kalelerinin altında geçmişin derin izleri yatmaktadır. Gelin bu büyüleyici şehrin tarihine doğru bir yolculuğa çıkalım.

Ankara’nın Kökenleri: İlk Yerleşimler ve Hititler

Ankara’nın tarihi, günümüzden yaklaşık 5000 yıl öncesine dayanır. İlk yerleşimler, Tunç Çağı’nda bölgeye gelen topluluklarla başlamıştır. Ancak şehrin bilinen en eski büyük uygarlığı Hititlerdir. M.Ö. 2000’li yıllarda Anadolu’nun büyük bir kısmına hükmeden Hititler, Ankara’nın da içinde bulunduğu bölgeyi kontrol altında tutmuşlardır. Bu döneme ait kalıntılar, Ankara ve çevresinde yapılan arkeolojik kazılarla gün yüzüne çıkmıştır.

 

Friglerden Galatlara: Efsaneler ve Yeni Yerleşimler

Hititler sonrası bölgenin hâkimi Frigler olmuştur. Frigler, Ankara’yı önemli bir ticaret ve kültür merkezi hâline getirmiştir. Hatta şehrin adının da Frig Kralı Midas’ın dönemine dayandığı ve “Ancyra” kelimesinin gemi çapası anlamına geldiği düşünülmektedir. Frigler’in ardından bölgeye M.Ö. 3. yüzyılda Galatlar gelmiş ve Ankara’yı başkentleri yapmıştır. Roma ile yakın ilişkiler kuran Galatlar, şehri büyütüp güçlendirmiştir.

 

Roma ve Bizans Döneminde Ankara: İmparatorların Gözdesi

Ankara, M.Ö. 25 yılında Roma İmparatorluğu’nun hâkimiyetine girmiştir. Roma dönemi, şehrin gelişiminde büyük bir sıçrama noktası olmuştur. Anıtlar, tapınaklar ve yollar inşa edilmiş; Ankara, bölgenin en önemli merkezlerinden biri hâline gelmiştir. Bugün hala varlığını sürdüren Augustus Tapınağı ve Roma Hamamı, bu ihtişamlı dönemin izlerini taşımaktadır. Roma’nın çöküşüyle birlikte Bizans İmparatorluğu’nun bir parçası olan Ankara, bu dönemde dini ve stratejik önemini korumuştur.

 

Selçuklular ve Osmanlılar: Türklerin Ankara’ya Mührü

1071 Malazgirt Zaferi’nden sonra Selçuklular, Anadolu’nun kapılarını Türklere açmış ve Ankara, kısa sürede Türk-İslam kültürünün etkisi altına girmiştir. Selçuklu döneminde inşa edilen camiler, hanlar ve medreseler, şehrin mimari yapısını şekillendirmiştir. 1402 yılında Osmanlı ve Timur ordularının karşı karşıya geldiği Ankara Savaşı, tarihin en önemli savaşlarından biri olarak bu topraklarda yaşanmıştır. Daha sonra Osmanlılar tarafından yönetilen Ankara, 19. yüzyıla kadar önemli bir ticaret merkezi olarak varlığını sürdürmüştür.

 

Cumhuriyetin Kalbi: Ankara’nın Başkent Oluşu

Ankara’nın modern tarihi, Mustafa Kemal Atatürk’ün 1923 yılında başkenti İstanbul’dan Ankara’ya taşımasıyla yeni bir boyut kazanmıştır. Stratejik konumu ve güvenli yapısıyla öne çıkan Ankara, kısa sürede Cumhuriyet’in merkezi olarak gelişmeye başlamıştır. Devlet kurumları, üniversiteler ve sanayi tesisleriyle Türkiye’nin yönetim ve eğitim merkezi hâline gelmiştir.

 

Tarihin İzlerini Takip Edin: Ankara’yı Keşfetmek

Ankara, günümüzde sadece siyasi ve idari bir başkent olmanın ötesinde, tarihi dokusunu koruyan ve geçmişin izlerini bugüne taşıyan özel bir şehirdir. Ankara Kalesi, Augustus Tapınağı, Roma Hamamı, Hacı Bayram Camii ve Anıtkabir, bu şehrin binlerce yıllık mirasını keşfetmek isteyenler için önemli duraklardır.

 

Ankara, sadece bir şehir değil, bir zaman yolculuğudur. Tarihin en eski uygarlıklarından günümüz modern Türkiye’sine kadar pek çok döneme tanıklık eden bu topraklar, kültürel ve stratejik önemini asırlardır korumaktadır. Gri binalarının ardında saklı tarihi keşfetmek isteyen herkes için Ankara, anlatılacak daha nice hikâyeye sahiptir. İlerleyen yazılarımızda Ankara’da mutlaka uğramanız gereken durakları da paylaşıyor olacağız.